BAYRAKLARI BAYRAK YAPAN ÜSTÜNDEKİ KANDIR!
TOPRAK UĞRUNDA ÖLEN VARSA EĞER, VATANDIR! (Mithat Cemal KUNTAY)
SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR.
SEN SAHİP ÇIKARSAN, BU VATAN BATMAYACAKTIR! (Mehmet Akif Ersoy)
Bizzat yaşadğım bir anıyı Sizlerle paylaşacağım.
1990 yılının 20 Ocak olaylarından sonra şimdiki Azadlık Meydanında yapılan ilk büyük Halk mitingiydi. Milletimiz 20 Ocak Sehit’lerine 40 gün yas tutmuştu. Millet olaraq yastaydık. 40 gün Millet olarak kimse iş yerine gitmemişti, fabrıkalar kapanarak, çalışmamış, Rus katillerine tepkisini karalar bağlayarak, evinde oturarak göstermişti. Azerbaycan yalnızdı, Baküde Olağanüstü hal ilan edilmişti, yani her yer rus askeri ile dolmuştu, akşam ondan sonra sokağa çıkmak yasaktı. Tam bir Savaş hali.
Millet olarak Dış Dünyayla bağımız koparılmış, Sesimizi kimse duymuyordu, Milletin zihni hala 20 Ocakta kalmıştı. Yorğundu… Üzgündü… Yastaydı…
Milleti düşdüğü bu üzüntülü durumdan çıkaran yine vatansever milli aydınlar oldu…
Rüs askerlerinin Baküden cıkarılması için çok büyük bir gösteri düzenlediler. Yine Millet Azadlık Meydanına toplaşmışdı.
Bir milyon kişi Azadlık Meydanını ermenilerin Karabağı işğal etmesine ve Sovyet Rus ordusunun Bakü’de yaptığı katliama itiraz sesleriyle inledirdi. Amma içimizde yalnızlaştırılmakdan dolayı garib bir burukluk vardı.
Şehidlerimizin kanı yerde kalmamalı, deye Millet haygırırdı.
Dünya sesimizi duymuyordu.
Bu zaman kimse elinde İran bayrağıyla meydana girerek,
İran sizinledir, deye bağırdı. Millet çok etinasız yanaştı, bir anlık baktı ve yüzünü çevirdi. Belke 30 dakka geçmemişti, bir Baba 10 yaşlarındakı oğlunu omuzlarına almış ve çocugun elinde kocaman bir Türk Bayrağı ile meydana girdi. Kimse Türkiye Bizimle, deye seslendi. Her kes nefesini tuttu, bir anda meydana sesizlik çoktü ve benim göz yaşlarımı sele çeviren o olay baş verdi.
Bir milyon kişi Türk Bayrağının önünde diz çökerek Selam verirdi.
Bu nasıl bir duyğuydu, Allah’ım, Milletin Kan Hafızası uyanmıştı, Türk Bayrağının meydana gelişi, yaralarmızı sarmıştı, umudumuzu yeşertmişti, mücadile azmımız yerine gelmişti, Ruhumuz dirilmişti…
Ben bu muazzam tablo karşısında ağlıyırdım,Türkün ve Türkiyenin O Kutsal bayrağının Azadlığa giden yolumuzda İşik olduğu için, gözümüzdeki kederi sevinc göz yaşlarımız yuyurdu.
O Bayrak gönlümüzde taht kurdu, uğrunda ölecek kadar sevdik onu…
Şimdi yine beni ağlatan bir tabloyla yüz-yüzeyem. Bağımsızlığımızı kazananda Bir Milletin Umudu olan Türk Bayrağı Türkiyede PKK’lılar tarafından 2.Hava Kuvveti Komutanlığından indirilir.
Bu defa üzüntüden, kahrımdan göz yaşlarım akıyor. Türk Milletinin ve Türk Dünyasının Umudu olan Bir Bayrağı Semalardan Endirirler, Devletin ve Vatanı savunacak Askerin gözleri önünde. O Bayrağı Dikenlerin kemikleri sızladı, şehidimin ruhu isyan etti. O Bayrak uğruna Evladını feda etmiş Şehid Analarının yüreği yandı. Benim gözlerim dağlandı, ciyerim yandı…
Çok üzüldüm, çok ağladım, keşke gözlerim kör olsaydı da, bunları görmeseydi.
Bu gün Türkiyede Türk Bayrağı Ağliyor, neden biliyormusunuz? Utancından.Üzerindeki şehid kanından, dikildiyi toprağın uğruna kınalı kuzu gibi kurban gidenlerin ruhundan, bu manzaranı yaradanlardan, bu tabloya sessiz kalanlardan, Türküyeni bu duruma düşürenlerden utanır ve ağlıyor.
Ben de ağlıyorum, O Bayrağı indirenin elini kıra bilmediyim için, Türk Bayrağına sahib çıka bilmediyim için utanıram, çok utanıram.
Türkiyenin dört bir yanıni sel felaketi sarmış. Yağan yağmur deyil, indirilen Türk Bayrağının ve Vatan uğruna canını feda etmiş şehidlerimizin ruhlarının göz yaşlarıdır.
Unutmayın ve unutturmayın… Türk Bayrağı ağlıyor…