31 Mart 1918’de Bakü ve çevresinde minlerle Azerbaycan Türkü katledildi. Katledilen insanların tek suçu Türk ve Müslman olmaktı.
Bir ay boyunca bu soykırımı ele aldım, aşağı yukarı her gün bu acı olaylarla ilgili belgelere dayalı yazılar yazdım ve özellikle Can kardeşimiz Türkiye’de basının ilgisini bu gerçek soykırıma çekebileceğime inanmak istemiştim.
Olmadı, gördüm ki, Türkiyemizde yazılı ve görsel basında Ermeni diasporası Ermenistanda olduğundan daha güclüdür. Aksini iddia edenler varsa, bir 26 Şubat Hocalı Soykırımı’nın basındakı yansımasına, bir de Hrant Dink cinayetinin anım gününde basının bu olaya ilgisine baksın. Hocalı bir soykırım, Ermenilerin çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden sırf Türk oldukları için yaptıkları bir etnik temizleme, diğeri Türkiyede bir ermeni açılımı başlatmak için, Ermeni diasporasının da desteği ile gerçekleşen karanlık bir cinayet.
Hocalı’da 613 kişi oldürülmüş, toplam 487 kişi ağır yaralanmış, 1275 kişi rehin alınmış, 150 kişi kaybolmuş, cesetler üzerinde yapılan incelemelerde cesetlerin birçoğunun yakıldığı, gözlerinin oyulduğu, başlarının kesildiği görülmüştür. Hamile kadınlara ve çocuklara akılalmaz işgenceler yapılmıştır.
Eski Asala eylemcilerinden Monte Melkonyan, Hocalı’ya yakın bölgede Ermeni askeri birliklere komutanlık yapmış ve katlıamdan bir gün sonra Hocalı çevresinde gördüklerini günlüğünde anlatmıştır. Melkonyan’ın ölümünden sonra, Markar Melkonyan kardeşinin günlüğünü “Benim Kardeşimin Yolu”(My Brother’s Road) başlığıyla ABD’de de çıkardığı kitabda Hocalı katliamını şöyle tasvir ediyor:
“Bir gece önce akşam 11 civarında, 2000 Ermeni savaşçısı, Hocalı’nın üç tarafındakı yüksekliklerden ilerleyerek, kasaba sakinlerini doğudaki açlışa doğru sıkıştırmışlar. 26 Şubat sabahına kadar mülteciler Dağlık Karabağ’ın doğu yüksekliklerine ulaşmış ve aşağıdaki Azerbaycan kenti olan Ağdam’a doğru inmeye başlamışlar. Burdakı tepeciklerde yerleşen sivilleri güvenli arazide takib eden ermeni askerleri onlara ulaşmışlar.
Mülteci kadın Reise Aslanova İnsan Hakları İzleme Örgütüne verdiyi açıklamada “Onlar sürekli ateş ediyorlardı”-diye konuşmuştu. Arobo’nun savaşçıları daha sonra uzun zaman kalçalarında taşıdıkları bıçakları kınlarından çıkararak bıçaklamaya başlamışlar. Şu anda yalnız kuru çimende esen rüzgar sesi ıslık çalıyordu, ve ceset kokusunu uçurması için bu rüzgar henüz erkendi”.
Bugünki Ermenistan cumhurbaşkanı ve savaş sürecinde Karabağ’da ermeni güclerine kumandanlık yapmış Seri Sarkisyan’ın İngiliz araştırmacısı ve yazarı Thomas De Waal’a söylediklerine göre:”Hocalıdan önce, Azerbaycanlılar bizim şaka yaptığımızı sanıyordu, Ermenilerin sivil halka karşı el kaldırmayacaklarını sanıyorlardı. Biz bunu kırmayı başardık. Ve olay işte bu”.
Yazdıklarım, yakın tarihimizde yaşadığımız ve ermenilerin kendileri tarafından da itiraf edilen ermeni mezalimi’dir. Nedense Hocalı soykırımını Radikal qazetesinde yazan Ayşe Hür hanım tüm bunları görmemezlikden gelerek Hocalıda ermenilerin yaptıklarına nerdeyse hakk kazandıracak bir yazı yayınladı, ve kimse buna itiraz etmedi, basın sustu, susmayanların da sesini duyuracak basın bulunamadı, Kimse sormadı bu nasıl bir vicdan ki, böyle bir zalimliye hakk kazandırmak çapasındasın?
Burası Türkiye ve Ermeni soykırımı iddialarıyla suçlanan Türkler.
Gerçek soykırıma uğrayan Azerbaycan Türkleri ve yaptıkları soykırımı ört bastır ermek isteyen Ermeniler ve Ermeni soykırımı yalanları. Türkiye basını bu yalanlara yenik düşmüş, elbette kalemini ermeni diasporasına satmayan namuslu basın da hale var ve onlar Hakk’ın yanında. 24 Nisan geliyor, Türkiyemiz’de ne kadar Türk düşmanı varsa bir araya gelerek yene ermeni yalanlarına çanak tutacak ve Türkiye alehinde yürüşler düzenleyecek ki, önde de ruhunu ermenilere satmış kalemler ve PKK’a yandaşları olacak. Yarın 31 Mart Azerbaycan Türkleri’nin soykırım günü. O gün Bakü’de, 1918’de Ermeniler on binlerle türkü katletti.
31 Mart Azerbaycan Türkleri’nin Soykırım Gününü. Unutmayın Unutturmayın.
Soykırım kimlerin yapmasından asılı olmayarak bir İnsanlık Suçu.