Uzun yıllar oldu onu tanıyalı. Bizde Onun gibi kadınlara “erkek gibi kadındır” derler… Çünki erkeklik, mertliyin, yiğıtliyin, dürüstlüyün, korkmazlığın, mangal gibi yüreğe sahib olmanın, ahlaklı, namuslu ve şerefli, inanclı ve imanlı yaşamanın anlamıdır…
Meral hanımı iç işleri bakanı olduğu zaman Azerbaycan`da yaptığımız İlk Kadınlar Kurultayına davet etmiştik, gelememişdi, o zaman İç İşleri Bakanıydı ama çok güzel bir tebrik mesajı yollamışdı. Mesajın, özellikle bu hissesi bizi çok duyğulandırmıştı:”Bugün Türk Dünyasını kucaklayacak ve Türk`ün hükmettiğu coğrafyalarda Türklük bilincini yaşadacak bir kadın harekatı`na çok büyük ihtiyacımız var. Türk kadınları olarak Ata yurdumuzu misyonerlere, emperyalistlere bırakmayacaz. Ne Mutlu Türk Kadınına, Ne Mutlu Turküm deyene!” Salon bu sözleri ayakta alkışlamışdı. Çok samimi ve Azerbaycan Türk Kadınını onurlandıran bir tebrikti. Bizim ona sevgimiz o zamandan başlamıştı. Karabağ savaşında şehit olmuş evladlarımızın annelerinin acısını paylaşmıştı, en zor günlerimizde Azerbaycanın yanında olduğunu bildirerek gerçek bir devlet adamı olduğunu göstermişti. Biz Azebaycan türklerinde bir dede misalı var, “aslanın erkeyi, dişisi olmaz”… Benim tanıdığım Meral Akşener, zarif bir Hanımefendi, ama aslan gibi güclü, Kurt gibi sadakatlı bir kişiliğe sahip.
Siyasi faaliyetinde ahlaka çok önem verer, belden aşağı vurmaz, mertce, yiğitce savaşar. Siyasi rakiplerine karşı mücadelede çirkli yollara el atmaz. Bir çok siyasetçiye siyasi mücadelede ahlak dersi verebilecek bir şahsiyyet.
Benim Onda önemsediyim en esas yönlerinden biri ve birincisi, türklük şuurunun olması ki, bu gün bir çok siyaside bu yok. Meral hanım çok iyi bir bilim adamı ola bilirdi, millet vekili de olurdu,bakan da olurdu, nitekim oldu da, ama onu bizim için özel kılan ve sevdiren türklük bilinci, türk dünyasına aşina olması, derdimizle dertlenmesi, sevincimizle sevinmesi, acılarımızı paylaşması ve Türkiye sınırları dışındakı türkleri,yani bizleri tanıması. Bir sözünü heç unutmadım, bir görüşmemizde demişdi ki,ben bir çok şeyden vaz gecerem, ama Onurumdan,Şerefimden ve Türklüyümden asla vaz geçmem…
Bu sözleri bir bakan olarak söylemişti. Şimdi böyle bakanlar kaldımı? Uzun yıllar geçse de, bu güzel yüzlü, mangal yürekli Asena hiç türklük suurundan,insanlığından,tarihinden,milletinden,Türkiyeden,Türk Dünyasından,ülküsünden ve en önemlisi ise Adam gibi Adam olmaktan asla vaz geçmedi.Türkiyemizde Türk milliyetçiliyi ayaklar altına alınmak istenende,Türklükle gurur duyan bir siyasi iradeni meclis`te şerefle temsil etti.
Yine Türkiyemiz seçim sürecinden geçir, bu seçim sıradan bir seçim olmayacak,Türkiyede Türklerin kaderini değiştire bilecek bir seçim olacak. Türk kimliyinin son seçimi de ola bilir.Türkler seçim karşısında,ya türk milletinden yana oy verecekler,ya da türklüyü yok edenlerin safında yer alacaklar.Türk milli kimliyi ile Türk düşmanları savaş meydanında ve bu savaştan kim zaferle çıkacağını zaman gösterecek.
Meral Akşener de İstanbulda Türk Milleti için savaş meydanında mertce mücadile edir. Türk Milletini gömülmek istenen karanlıkdan çıkarmak isteyen Borteçine misalı, Tomris Ece misali ve Ece Bacı misali… Tarihin sayfalarına baktıkda,hafızasında metce savaşan, onurlu,gururlu ve şerefli kahramanları yaşattı.Hayme Analar,Kara Fatmalar,Nene Hatunlar,Zübeyde Hatunlar,Aybikeler,Aysular,Aykızlar,Nüşabe Sultanlar ve günümüzün Meral Akşenerleri, Sizin yeriniz tarihin Şeref sayfasındadır. Sizlere dil uzatanları ise tarih çöplüyüne atar ki,kimse hatırlamaz. Allah’ım yar ve yardımçın olsun,Türk Milletinin Aydınlık yüzü,kalbinin temizliyinden yüzünde Ay Doğmuş,Türk`ün Ece Bacısı Meral Akşener! Senin timsalında Türk Kadını ve Türklük yenilmemeli, Türk Milleti İstanbulda,Seninle birlikde mührü uç Hilala vurmalı…