Daha bir ermeni fitnesiyle yüz-yüzeyiz…
Kobani`den Karabağ`a bakıyormuş eski Agos`lu Aris Nalcı…
Öncelikle, her hangi iddiada bulunmazdan önce tarihi iyice okumak lazım…
Tarihi bilmeden konuşursanız, işte böyle cahilce iddialar sergileye bilirsiniz…
Eminim ki, siz tarihe hiç bakmak istemezsiniz…
Çünki tarih sizin ihanetlerinizle zenginidir…
Tarihe bakın, kim size kucak açtı, evini bastınız, cocuklarını katlettiniz…
Kimin ocağının başında oturdunuz, o ocağı söndürdünüz..
Çünki siz gemide oturub, gemici ile savaşanlarsınız…
Kendinin olmayanı gasbetmek için kan akıtanlarsınız…
Tarih boyu bunu gördük…
Sadece Karabağ değil, bugün Ermenistan dediğiniz topraklar bile Azerbaycan`ın batısı ve bizim baba topraklarımızdır…
Tarihe bakın, 1918`te Zagafkasya Seymi dağılarken, ermeni nüfusunun çoğunluk teşkil ettiği bir şehir yoktu ki, başkent yapasınız. Azerbaycan ve Gürcistan kendi topraklarında cümhuriyetlerini ilan ederken, siz başkent arayışındaydınız. O zaman İrevan`ı size başkent olsun diye yine biz vermiştik ve şartımız oydu ki, Zengezur ve Karabağ`da terörist eylemleri durduracaksınız… Ama yanıldık… Sizin hiç bir şeyle yetinen bir millet olmadığınızı anlayamamıştık…
Yeni tarihe gelelim… 1988`e kadar tüm sürgünlerinize rağmen 300 bin Azerbaycan türkü yaşıyordu. Şuan bir tane bile türk yok… Karabağ`da işğalcı aileleri “evlerini koruyanlar” adlandıran bu ermeni yazar neden sormuyor ki, 25 sene öncesine kadar bu topraklarda yaşayan türklere ne oldu? Neden Hankendi`nin, İrevan`ın, Şuşa`nın, Gümrü`nün eski yaşayanlarından-azerbaycanlılardan bir kimse yok? O yurdun gerçek sahiplerine ne oldu? Bir onu da araştırsaydı, keşke…
Bu yazar bilmese de, bizler biliyoruz ki, ermenilerin İrevan`a geliş tarihi bellidir: 1828. O zamana kadar o topraklarda yaşayan insanlara ne oldu? Bir “evlerini koruyanlar”ın Karabağ`a ve Batı Azerbaycan`a geliş tarihine baksın, bir de o topraklardan bin bir zülmle kovulanların tarihçesine.
Dağlık Karabağ`ın asıl sahipleri nasıl oralardan çıkmağa zorlandı, bunları araştırırsın…
Utanmasan, oynamağa ne var ki…
Küstahlık o hadde çatıb ki, ikinci cümhuriyet peşindeymişler…
“Dağlık Karabağ Cümhuriyeti” demek bir kere uluslararası suç…
Böyle bir cümhuriyet asla olmadı ve olamaz…
Çar Rusyası size Azerbaycan topraklarında bir devlet kurdu, şimdi Azerbaycan topraklarında ikincisinin peşindesiniz…
Gözü doymayan elindekinden de olur, benden söylemesi…
Aslında sizin bir kronik hastalığınız var…
Geldiğiniz yerleri kendinizin sanıb, size ekmek verene ihanet etmek sizin vazgecilmeziniz olmuş…
Nitekim, Kurtuluş savaşı öncesi sizi kendi ordusunda paşa, meclisinde mebus yapan Osmanlı`ya ihanet edib, komitecilerinizle düşman safında yer aldınız…
Tarih boyu hep maşa oldunuz…
Tarih boyu hep acımasız katiller olarak anıldınız…
Sizin nasıl bir millet olduğunuzu Hocalı`da yaşadık ve gördük…
Tüm dünyanın gözü önünde vahşet yapıb, sonra onunla gururlanan tek millet sizsiniz…
Gerçek soykırımı yapanlar olarak, bugün sözde soykırım iddiası ile üzerimize gelirsiniz…
Karabağ`la Kobani arasında paralellik aramak bile size musallat olmuş hasta ruhtan haber veriyor…
Kobani`de insanların evlerini korumasıyla kendi işğalçılıkları arasında farkı görmeyen bir zihiyet bu…
Bir milyon göcmeni evinden-eşiyinden kovdunuz, hala Karabağ`ı kendinizin sayıyorsunuz…
“Evimizi korumak” adı ile bin yıllardır bu toprakların sahibi olanların evlerini başlarına yıktınız…
Budur sizin asıl yüzünüz…
O insanları siz silah gücüyle evlerinden-yurtlarından, yani Karabağ`dan çıkardınız, çıkaramadıklarınıza ise inkivizisyon yaşatdınız, hamile kadınların karınlarını yırtıb, cocuk-ihtiyar demeden gözlerini ovub, kulaklarını kestiniz…
Budurmu ev korumak? Bunun neresi Kobani?
Yazar gibi vicdanınız varsa, o insanların taleyinden yazın…
Ama yapamazsınız, çünki siz ermeni diasporasının silahşörüsünüz…
Ermeni yalanının 100 yıllığı için antermandır, aslında bu…
Türk Dünyasının başkenti olan Türkiyede, Karabağ`dakı Ermenistan`a bağlı kukla yapıya “devlet” demek sizin içyüzünüzü ve 2015 yılında yapacaklarınızı sergiliyor…
Bu konuda biraz da kendimizi eleştirmek gerekiyor, aslında…
Çünki bütün bunlar bir azda bizim Türkiye`de diaspora oluşturmamağımızdan geliyor başımıza…
Biz hiç bir zaman “Türkiye`de diaspora`ya ihtiyacımız olar” diye düşünmedik…
Buna gerek görmedik…
Malasef bütün bunlar Türkiyemizde baş veriyor…
Görünen odur ki, bundan sonra Azerbaycan`a da Türkiye`de diaspora kurmak gerekecek….
Neden? O sebepten ki, Azerbaycan tarafı da bu konulara sessiz kaldıkca, kardeş ülkede çıkan bu aykırı seslere dikkat etmedikce, bunlar çizgiyi iyice aşıyorlar…
Hadsize haddini bildirmek gerek…
Not: Başta Murat İde olmakla, Bengitürk ailesine çok teşekkür ederim. Dün bu gibi yazarlara tarih dersi verdiniz, Azerbaycan türklerinin ve Karabağ`ın sesi oldunuz!
Tenzile RÜSTEMHANLI